Kafamdakinirvana

Kafamdakinirvana

7 Ocak 2016 Perşembe

JOY


                                                      JOY

American Hustle ile gözümde kısmen bir  hayal kırıklığı yaratan David O. Russell, göz bebeği Jennifer Lawrence'ı yanına alıp yeniden hikayeleri senaryolaştırıyor...

Joy daha küçük bir kız çocuğuyken bir kaç icat yapma peşindedir fakat hayat onu başka yerlere sürüklemiştir... Yıllar sonra bir gün hayatın düzeni yüzünden vazgeçtiği hayallerine geri dönme kararı alır...
Filmin yarısında çok zeki bir genç kadının hayata sıkışıp kalmasını izliyoruz. Çılgın, aklı yerinde olmayan annesi ve babası, değişik bir ruh hali içinde olan hala birlikte yaşadığı eski kocası, çocukları ve tek aklı başında olan anneannesiyle birlikte tuhaf bir hayat sürer. Evdeki tüm kontrol Joy'dadır, aynı zaman tüm  denge  onun omzundadır...  Elindeki materyaller Joy'a yetmediği için kendi hayal gücüyle kendine kapılar açmaya çalışan genç kadın, filmin ilk sahnelerinde bunun dozunu fazlasıyla kaçırır...

Senaryo,özgün bir senaryo olmamasına rağmen hoşuma gitmişti ama burada yönetmene düşen işi başarısız buldum. Film yumuşak bir dilde anlatılmak istenilmesine rağmen kamera geçişleri ve kurgu oldukça sertti... Filmin kendine has değişik bir havası olduğu doğru fakat bu  değişik ve karanlık havayı uzun süre sürdürmeleri kabak tadı verdi. Dolayısıyla bu da bir eksiydi...

Jennifer Lawrence'ın performansını iyi buldum hatta bu zamana kadarki en iyi performansı diyebiliriz. Diğer oyunculuklarda çok iyi, karakterlere çok yakışmış... Robert De Niro ise karakterde muazzam iyi duruyor...
Filmde seyirciyi heyecanlandıran en önemli yer; Joy'un arka arkaya gelen bu kadar garip hayallerden sonra eline kağıt kalem alıp temizlik kurallarını kökünden değiştirecek bir icat yapması. Günümüzdeki 'Vileda' olarak adlandırdığımız, hanımların en büyük kurtarıcısını icat etmek her babayiğidin harcı değildir. Bu alışıla gelmedik icadı tanıtmaksa Joy'un hayatının en önemli dönüm noktasıdır...  Aslında bakarsanız risk alıp yeni bir şey ürettikten sonra Joy'un hayatındaki karışıklık artar, sade ve anlamsız hayatına yeni sorular gelir.
Joy normal bir insan mıdır? Yoksa bir dahi mi?
Üst üstte gelen tuhaf olaylar, sadece aklın yetmediği o büyük azim ve hayatını kendi tırnaklarıyla değiştirmeye  çalışması bir nebzede olsa filmin boşluklarını dolduruyor. Bütün bunları göz önüne alırsak hoş bir filmdi...
Ama eğer olur da 'Joy' Oscar'ın ilgisini çekerse, (Buna en iyi kadın oyuncu; Jennifer Lawrence'da dahil.) Akademi beni kaybeder, bilginize...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder